bugün
yenile
    1. 30
      +
      -entiri.verilen_downvote
      osmanlı kültürü ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi belki biraz uzun olabilir ama okuduktan kesinlikle pişman olmayacağınız bir yazı.üşenmeyip bir kaç dakikanızı ayırıp okumanızı dilerim. hiç şüphesiz osmanlı dönemi, türk’ün kültür, edebiyat ve bilim yönünden büyük gelişim gösterdiği zaman diliminin başını çeker. yaşam tarzıyla, gelenekleriyle, müziğiyle, yönetim kabiliyetiyle tarihimizde çığır açan osmanlı imparatorluğu, maalesef günümüzde birçok örfünü, âdetini yitirmeye başladı. çağın gereklerine kurban verdi. o dönemler bir evde hasta veya uyuyan bebek varsa pencere önüne saksı konur, sokaktakilere mesaj verilirdi. çocuklar dahi buna saygı gösterir, oyunlarını başka tarafta oynar, seyyar satıcılar bağırmadan geçerdi o mahalleden. hemen her evin balkonunda, pervazında kuşların su içmesi için kap konurdu. hatta mimarîsinde özel suluk olan evler bile vardı. yanına mısır ya da susam taneleri de konduğu oluyordu. şimdiki gibi evlerin çatısına kuşları korkutmak için kartal ikonası falan konmuyordu. kuşun bereket getirdiğine inanılıyordu. evler, mümkün mertebe kıbleye dönük inşa edilirdi. eğer ön kısmında boş arazi olan binaların dibine yeni bir yapı kondurulacaksa, önce o evin sahibinden helallik alınır; güneşini engellemeyecek şekilde yapılmasına özen gösterilirdi. şimdiki gibi daha çok daire hırsıyla, insanların şifa kaynağı olan güneş engellenmezdi. sufî müzik ve su sesiyle tedavi tıpta yaygın olarak kullanılırdı. ney, kudüm ve kanun sesi, aklî dengesini yitirmiş, psikolojik rahatsızlıkları olan hastaların iyileşmesini hızlandırdığı gibi, sağlıklı insanların da ruhen rahatlaması için bulunmaz bir nimetti. ebru, hat & çini sanatları özellikle camilerde fazlaca kullanılırdı. sosyal aktivite olarak özellikle bayanların en çok tercih ettiği sanatların başında gelirlerdi. bugünkü gibi altın günü, matine gibi toplantılar o dönemler yoktu. kıraathaneler, bugünkü anlayıştan oldukça uzaktı. okey, tavla, pişti gibi oyunlar yerine daha çok cuma çıkışları erkeklerin sohbet ettikleri mekân olarak kullanıldığı gibi kıraat kelimesi “okumak” anlamına geldiği için “kıraathane” geleneği, kur’an okunan yer olarak da kullanılıyordu. hiç şüphesiz padişahlar, önde gelen ulemalar, sanatçılar gibi ilim ehli insanlar, kalplerindeki iman gücünü keskinleştirmek, pekiştirmek adına tasavvufta bir nevi nefis eğitme yöntemi olan “çilehane” geleneğini sürdürürlerdi. kendilerini haftalarca, belki aylarca tek kişilik küçük bir odaya hapsederler, gün boyu ibadet ederlerdi. odada gün ışığını alabilecek kadar küçük bir delik bulunur ve açlıklarını giderecek miktarda yiyecek-içecek tüketirlerdi. daha nicelerini sayabilirim buna benzer geleneklerin. önemli olan bu ruhu yitirmemek… bugün tek çilehanemiz geçim derdi, tek kıraathanemiz de akıllı telefonlar oldukça bizim sonumuz parlaktır. ---alıntıdır---
    2. 31
      +
      -entiri.verilen_downvote
      en sevdiğim geleneği, hasta biri olunca pencereye sarı çiçek konurmuş. gören satıcılar, sessizce geçer. orada oynayan çocuklar, başka yerde oynarlarmış.
      2ben de sarı bir çiçek diye biliyordum. - etsiz butsuz mutsuz 13.03.2017 11:51:13 |#3268211
      3kırmızı çiçek dostum - uzun winston light 13.03.2017 12:14:08 |#3268954
      3kırmızı çiçek evde gelinlik çağına gelmiş kız var demek. etsiz butsuz mutsuz'un da dediği gibi sarı çiçek evde hasta var demek dostum. - kilidivurunardimdan 13.03.2017 15:07:30 |#3268689
      butun yorumlari goster (7)
    3. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eğitim sistemi
    4. 10
      +
      -entiri.verilen_downvote
      osmanlı tokatı bazılarını tokatlamıyoruz diye oluyor hep bunlar
      1ben her gün mermerle antreman yapıyorum bro sıkıntı olursa ara. - yeterama 13.03.2017 22:50:45 |#3271462
      1la yine mi sen - olmazsanolmaz 13.03.2017 23:18:06 |#3271658
      1hatırlat bana hatırlamadım çünkü. - yeterama 13.03.2017 23:18:56 |#3271677
      butun yorumlari goster (4)
    5. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sadaka taşları
    6. 12
      +
      -entiri.verilen_downvote
      yaşadığı topraklara ihanet eden, vatan hainliği yapan bir fetvayla direk idam ediliyordu. herşeyi unutup bunu unutmasaydık keşke...
    7. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      osmanlı döneminde tasavvuf dergahları yada medreselerde diyelim 7/24 çorba hazır olurmuş ve medresenin görevlisi ki onlarada meydancı derler kapıya çıkıp ''çorba var çorba'' diye bağırımış böylelikle sokaktaki aç insanlarda doyurulurmuş
    8. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eve bir misafir geldiğinde açlığı sorulmaz, yerine kahve ve su ikram edilirmiş. misafir önce suyu içerse aç olduğunu, önce kahveyi içerse tok olduğunu belli edermiş. ayakkabılar kapıya dizilirken burunları evin iç tarafına bakıtılır, bu da "yine gelin" anlamına gelirmiş.
    9. 13
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eskiden kapılarda 2 tokmak bulunurmuş biri kalın ses diğeri de diğerine göre daha ince ses çıkarırmış. eğer gelen erkekse kalın sesli tokmağı çalar ve kapıyı da erkek açarmış. eğer ince tokmak çalınırsa da kadınlar açarmış. böyle namuslu bir milletti bizim atalarımız
    10. 9
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "kahve fincanlarının üzerindeki desenlerin derin anlamları vardı. misafire ne kadar değer verildiği fincanlardaki desenlerin ağırlığıyla gösterilirdi... lale desenli fincan: lalede “allah” lafzı olduğuna inanıldığı için, “allah muinin (yardımcın) olsun”... gül desenli fincan: osmanlı kültürü, görüntüsünün ve kokusunun güzelliği sebebiyle gülü peygamber efendimizle özdeştirmişti. gül desenli fincanlar hem “peygamber efendimizin şefaatine nail ol”, hem de “misafir gelmekle evimizde gül gibi açtınız” anlamına geliyordu... ancak gül desenli fincan, kız isteme merasimi sırasında, delikanlıya sunulan kahve için seçilmişse, anlamı farklılaşırdı... tek gül, “evlenmeye niyetim yok”, başları bir birine değen iki gül (ya da lâle) ise, “sizinle evlenmeye hazırım.” karışık desenli fincan: kız istemeye gelen ailenin oğluna karşı kızın net bir kararı yoksa, karışık desenli fincan içinde kahvesini verir, böylece de “karışığım, sana karşı kararsızım” demek isterdi... yüz yüze bakan kadın ve erkek figürlü fincan: “gönlüm sende”... ayrı yönlere bakan kadın ve erkek figürü: seninle bir gelecek düşünmüyorum... evcil hayvan figürü: sana itaat etmeye (eşin olmaya) hazırım... vahşi hayvan desenli: sevdiğim biri var, gönlümde başka bir aslan yatıyor " not: okuyunca ecdadımızın inceliğini bir kez daha anladığım güzel bir gelenektir
      0ya bu ne kadar güzel bir düşünce nasıl bir inceliktir. bayıldım gerçekten 👏👏 - cheesecake 13.03.2017 22:50:39 |#3271143
    11. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eskiden osmanlı'da kadına hediye olarak ayna verilirmiş. anlamı ise sana senden daha iyi bir hediye verememmiş.
    12. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      gelenek değil belki ama insanların dinine, diline bakmadan hoşgörü ile yaklaşmak
    13. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eskiden evlerin camların da durumlara göre (hastalık, düğün vb) renk renk çicek saksısıyla konurmuş. sokaktaki insanlar da ona göre davranırmış güzel bence
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      sarık osmanlı kültüründe erkeklerin örtüsüydü kadınlar nasıl kapanıyorsa erkeklerde sarıksız çıkamıyordu kafası açık dolaşan erkeklere iyi gözle bakılmazdı tabi ki batılılaşma adı altında getirilen fesh de toplumun kafasından bir anda sarık cikartamicaklarini bildikleri için gelmiştir tabi sonrasında osmanlı'nın yıkılması ve türkiyenin kurulmasıyla fesh de kaldırılıp yerini atatürk ilke ve inkilaplari adı altında şapka kanunu geldi bu kanun adı altında sarıklarını çıkarmayan müslüman kesime işkence ve idam gibi idam yaptırımı uygulandı binlerce insan sarık takıyor diye asıldı bunların en başında iskilip atıf hoca gelir biraz tarihçesi olan bilir sonrası zaten geldi şimdi ise yolda giderken sarıklı şalvarlı insanlar görünce bir alay etme direk yargısız sualsiz yobaz demeler falan bunlar bilgi eksikliği ve sizin geri kafaliliginiz 2012 senesinde binlerce insanın canına mâl olan şapka kanunu kaldırıldı daha detaylı bilgi için mesaj atabilirsiniz
    15. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      eve bir misafir geldiğinde misafir, ayakkabılarını kapıya doğru bırakırsa yatılı, karşı yöne doğru bırakırsa yatılı değil anlamına gelir
    16. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      zimem defteri yani şimdinin versiye defteri varmış. ramazanda dönemin zenginler bilmedikleri muhitlere gider, manav, kasap vb. gibi yerlere girermiş. zimem defterini çıkarmasını istermiş zenginler. rast gele kişilerin borcunu ya da defterdeki borçlarin tamamini ödermiş ne hayri yapan kişi kime iyilik yaptığını bilirmiş ne de kişi kimin borcunu ödedigini bilirmiş
    17. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      askıda ekmek özelliği. bir kişi fırında ekmek aldığında bir de fazlasını alıp askıya asarmış. ihtiyacı olanda gidip o askıdan alırmış. yanlış hatırlamıyorsam şimdilerde bunun bir benzerini napoli'de insanlar bir kafede kahve için yapıyor.
      1bizim memlekette de yaygın olmasa da hala var - mavi papatya 14.03.2017 00:32:32 |#3273028
      0keşke her memlekette devam edebilse hala. ama sorun sadece veren elde değil alan elde de. şu an olsa ihtiyacı olmayanlarda maalesef buna tenezzül eder. - kezman saga at 14.03.2017 00:33:54 |#3273096
      1karabük'te okudum orda hala var - cort 14.03.2017 01:57:17 |#3274445
    18. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ramazan günlerinde zenginler bakkal, manav gibi dükkânlara giderdi ve zimem defterini çıkarmalarını isterdi. zimem defteri, bugünün veresiye defteridir. defterin başından, sonundan ve ortasından rastgele sayfalar koparır ve “silin borçlarını, allah kabul etsin” derlerdi. böylelikle borcu olan, borcunu kimin ödediğini; borcu ödeyen de kimin borcunu ödediğini bilmezdi. alintidir
    19. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: diş kirası ) osmanlı döneminde bir çok evde, özellikle de köşk veya konaklarda iftara davet edilen misafirlerin yanı sıra, çat kapı gelen allah misafiri de geri çevrilmez, içeriye alınır,onlar içinde sofralar hazırlanırdı. i̇ftarın verildiği köşk veya konak ziyafet evi halini alır, iftar sofralarında tabiri yerindeyse kuş sütü hariç her şey bulunurdu. misafirler iftarını yapıp teraviye gitmek üzereyken hane sahibi tarafından "yemek yiyip dişleriniz yoruldu" diyerek, kadife keseler içerisinde gümüş tabaklar, kehribar tesbihler, oltu taşlı ağızlıklar, gümüş yüzükler gibi hediyelikler, diş kirası olarak hediye edilirdi.
    20. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      osmanlı zamanında, metrobüs duraklarındaki iade makineleri akbil basılınca ötmezmiş. öyle ki fakirler mahcup hissetmesin. i̇nceliğe bakar mısınız?
    21. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      başbakanların değişmesinden sonra halka culüs bahşişi verilmemesi.
    22. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      oğlan sikmek. oğlan haremi kurmak
    23. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      osmanlıda kimse kimseyi aleyna tilki dinliyo diye yargılamazmış hemen muhabbeti kesmezmiş ki üzülmesin nezakete bakar mısınız
      0sen burada mıydın ya? eee ben seni "özlenilen eski yazarlar"a yazdım ya ahahahha - billure_td 03.11.2017 23:17:55 |#3507017
      0ahaha, hanımcıyız ayda yılda bir geliyoruz .d - uzun winston light 03.11.2017 23:24:43 |#3507778